Genişlemeyle birlikte Sakarya 2. Organize Sanayi Bölgesi’nin 536 hektar büyüklüğe ulaşacağını söyleyen Sakarya 2. Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Şükrü Bodur, bölgenin Türkiye’nin sayılı büyüklükteki organize sanayi bölgelerinden birisi olacağını dile getirdi.
Sakarya son yıllarda hızlı bir sanayileşme süreci içinde. Bu süreçte Sakarya 2. Organize Sanayi Bölgesi de artan cazibesi ile hızlı bir gelişim gösteriyor. Yaklaşık 184 hektarlık genişleme alanında sanayicilerin taleplerini almaya başlayan Sakarya 2.OSB’nin gelişimini ve hedeflerini Sakarya 2. OSB Yönetim Kurulu Başkanı Şükrü Bodur ile konuştuk.
Sakarya’nın, sanayideki hızlı gelişimiyle ülke ekonomisine olan katkılarını artırarak devam ettirdiğini görüyoruz. Bu bağlamda, Sakarya 2. Organize Sanayi Bölgesi’nin kendi oluşturduğu ekonomik değeri konuşacak olursak neler söyleyebilirsiniz?
Bölgemiz 1997’de kuruldu. İlk inşaat 2001’de başladı. Şu an 352 hektar alan üzerinde 95 parselimiz var. Bunları 78 tane sanayicimiz kullanmaktadır. Şu anda boş sanayi parseli bulunmamaktadır. Sakarya, İstanbul, İzmir, Bursa gibi illere yakınlığı ile merkezi konumdadır. Bölgemiz de hem Sakarya il merkezine hem de Hendek ilçe merkezine olan mesafeyle avantajlı bir konumda yer alıyor. Bu nedenle genelde Sakarya’ya özelde de bölgemize sanayicilerin ilgisi ve talepleri giderek artıyor. Sakarya ciddi bir sanayileşme gelişimi içinde. Bu gelişim sonucunda sadece yerli değil yabancı sanayicinin de talepleri oluyor. Şu anda bölgemizde 13 yabancı firma var. Şimdi bütün izin süreçlerini tamamladığımız genişleme bölgemiz için talepleri değerlendiriyoruz. Önümüzdeki günlerde sanayicileri davet edip arsa tahsislerine başlamayı planlıyoruz.
Bu genişleme ile bölgenizin büyüklüğü ne kadar olacak?
Bölgemiz genişlemeyle 536 hektar büyüklüğe ulaşmış olacak ve Türkiye’nin sayılı büyüklükteki organize sanayi bölgelerinden birisi olacak. Kısa zamanda üretime geçecek firmalarla birlikte şu anda yaklaşık 9 bin olan çalışan sayımız 20 binin üzerine çıkacaktır. Bizi en mutlu gelişme fabrikalarımızın hiçbirinin işçi çıkarmamış olmasıdır. Türkiye’nin bu işsizlik ortamında buradaki sanayicilere teşekkür ediyorum.
Peki, bu istihdam düzeyi nasıl korundu?
Bölgemizdeki firmalar oldukça büyük ve sağlıklı firmalardır. Diğer taraftan firmalarımızın ihracata daha fazla yönelmesi de önemli bir etken oldu. O yüzden fabrikalarımız tam kapasite ile çalışıyor. Şu anda çalışan firmalarımızın 10 tanesi Türkiye’de ilk 500’ün içindedir. O da ayrı bir gurur kaynağı oluyor.
Genişleme bölgeniz için gelen talepleri nasıl değerlendireceksiniz?
Organize sanayi bölgemiz içerisindeki üyelerimize haklı olarak talep önceliği veriyoruz. Onlardan gelen talep bizim moralimizi çok yükseltti. Yarısından fazlası talepte bulundu. Önce onları değerlendireceğiz, sonra da diğer talepleri ele alacağız.
Bu büyümeyle beraber bölgedeki yetişmiş insan gücü ihtiyacı da artacak. Bunu nasıl çözmeyi planlıyorsunuz?
Bulunduğumuz bölge geleneksel olarak bir tarım bölgesi olduğundan yetişmiş insan gücü temininde zorluk yaşıyoruz. Son dönemde firmalarımızın da desteğiyle bölgedeki bilinç düzeyi yükseldi. Diğer taraftan Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi’nin inşaatı devam eden Hendek Meslek Yüksekokulu’nu bölgemiz içerisine alacağız. Orada öğretim görecek 300-400 öğrenciyi yazları fabrikalarımızda çalıştırmak istiyoruz. Böylece hem öğrencilerimiz hızlıca meslek edinmiş olacaklar hem de fabrikalarımız işgücü ihtiyacını gidermiş olacak. Bu projeyi hayata geçireceğiz.
Biraz da Sakarya’nın ekonomik, sosyal ve kültürel yapısına değinelim isterseniz…
Sakarya son yıllarda sanayi alanında hızlı bir gelişim gösteriyor. Tarımın önemi de devam ediyor elbette. Burada sanayiciye büyük destek veriliyor. Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası (SATSO) Başkanı bu anlamda çok faal, çok girişimci. Ondan çok büyük destek alıyoruz. Yine belediyelerimizden destekler alıyoruz. Bundan dolayı biz sanayiciler olarak memnunuz. Diğer taraftan Sakarya ulaşım için avantajlı bir konumda bulunuyor. Karasu Limanı’nın tam faaliyete geçişi de bir artı olacak. Demiryolunun bölgemizin içine gelmesi için hat çalışması başladı. Sapanca başta olmak üzere turizm potansiyeli de Sakarya’yı cazip hale getiriyor. Artan sosyal imkanlar da beyaz yakalıların Sakarya’ya gelişlerini kolaylaştırıyor. Sakarya son 10 yılda çok iyi bir yere geldi. Önümüzdeki 10 yılda daha da iyi yerlere gelecek. Ben bütün sanayicileri Sakarya’ya davet ediyorum.
Sanayici olarak yaşadığınız sıkıntılar hakkında neler söylemek istersiniz?
Üretimdeki ana girdimiz olan elektrik ve doğalgazda sanayicilere açıkçası teşvik uygulanması gerektiğini düşünüyoruz. Özellikle bölgemizde sayıları çokça olan ihracatçı firmalara teşvik verilmeli. Avrupalı firmalara benzeri teşviklerin verildiğini görüyoruz. Bizim de yurtdışında daha iyi rekabet yapabilmemiz için devletimizin bu teşvikleri sağlaması lazım. Son dönemde elektriğe ve doğalgaza yapılan zamlar sanayiciyi oldukça zorluyor. Sanayicimiz işçi çıkartmadan üretime devam ederek taşın altına elini değil gövdesini koyuyor. Burada devletimizin bizi desteklemesi moral motivasyon açısından da beklentimizdir.
Ar-Ge konusunda devletin ciddi teşvikleri var. Bu konudaki görüşlerinizi alabilir miyiz?
Sakarya 2. Organize Sanayi Bölgesi içinde belli başlı firmaların Ar-Ge’leri var. Ama bunun geniş bir alana yayılması lazım. SATSO ile birlikte bir çalışma yürütüyoruz. Bu çalışma kapsamında bölgemizdeki bütün sanayicilere açık bir A-Ge merkezi kurma hedefimiz var. Bununla ilgili görüşmelerimiz sürüyor.
Peki, son faiz indirimlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Sanayici elindeki sermayesini imkan bulduğunda hemen yatırıma dönüştürüyorlar. Ama bizim sanayicilerimizin neredeyse tamamı yatırımlarını borçla yapıyor. Bu da döviz kuruna hassasiyeti artırıyor. Sanayiciler olarak döviz kurunun enflasyonla orantılı artması gerektiğini düşünüyoruz. Makul ölçüde artış olursa sanayicimiz de rahat eder. Şu anda kur normal seyrine döndü.
Faizin düşmesi krediyle çalışan firmalarımız için çok önemli. Bu nedenle Sayın Cumhurbaşkanımızın bu yöndeki beyanlarını çok takdir ediyorum. Faiz oranları düşerse yatırımlar da istihdam da artar. Son yapılan indirimler sonucunda piyasalarda bir hareketlilik gözlemeye başladık. Yatırım isteklerinde de bir artış var. Elbette daha fazla düşüş de bekleniyor. Bu oldu mu memleketimizde yatırımlar daha rahat yapılır.
Piyasada gördüğünüz hareketliliği bankacılık tarafında da görüyor musunuz?
Açıkçası özel bankalar direniyorlar. Devlet bankalarımız buna uyuyor ama maalesef özel bankalarımız uymuyor. Sanayicinin şikayetlerinden birisi de bu. Devlet bankaları uyarken, özel bankalar neden uymuyor? Onların da bu işin altına ellerini sokmaları lazım. Bu memleketin ekonomisi kötü olursa en büyük zararı bankalar görecektir. Eğer taşın altına elimizi koyacaksak hep beraber koyacağız. Bu tek taraflı olmaz. Zamanında bankalar çok yüksek karlar ettiler. Bu dönemde biraz fedakarlık yapıp karlarını biraz düşürmeliler. İleride yine kazanırlar.